Sözlük

Imposter Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Kişi, hayatı boyunca pek çok başarıya imza atmış ve yoğun çalışmalar neticesinde kariyerinde iyi bir pozisyona ulaşmış olmasına rağmen kendini başarısız ve yetersiz biri olarak algılayabilir. Herkes onu başarılı ve yetkin biri olarak görürken o, çevresindekileri kandırdığını düşünebilir. Tüm bu duygu ve düşüncelerin temelinde yatan sebep imposter sendromu olabilir. 

İnsanları bir başarı hikâyesiyle kandırıyormuş gibi hisseden bireyler, girdikleri her ortamda sahtekârlık duygusuyla baş başa kalır. Özellikle iş hayatında imposter sendromu kaynaklı sorunlar, bireylerin kariyer planlarında zorluk çıkarabilir. Peki, imposter sendromu nedir, belirtileri nelerdir?

Imposter Sendromu Nedir?

Imposter sendromu; öğrencilerden bilim insanlarına, sporculardan ofis çalışanlarına kadar herkesi etkileyebilir. Ancak tipik olarak yüksek başarıya sahip bireyler bu sendromu daha sık yaşama eğilimine sahip olabilir. Peki, sahtekârlık sendromu ya da sahtekârlık fenomeni gibi isimlerle de bilinen imposter sendromu ne demek? 

Imposter sendromu; kişinin kendi çabası sonucunda başarı elde etmiş olmasına rağmen bulunduğu konumu hak etmediğine inandığı bir problemdir. Birey; sürekli kendinden şüphe eder, elde ettiği kazanımlar için yeterince akıllı, iyi ya da başarılı olmadığını düşünür. Imposter sendromu; eğitim, tecrübe ve somut başarıya rağmen başarısızlık korkusu ve yetersizlik duygularıyla karakterizedir.

Imposter sendromu yaşayan bireyler için başarıyı içselleştirmek ve gerçekten yetenekli olduğuna inanmak zordur. Birey, çalışması neticesinde ne elde ederse etsin, kendinden emin olamaz. Kendini bulunduğu yere ait hissetmez ve oraya şans eseri geldiğine inanır. Neticede başarısının sevincini yaşayamaz ve kendini bir sahtekâr gibi hisseder.

Imposter sendromunun ne olduğunu daha iyi anlayabilmek için günlük yaşamda ve iş hayatında nasıl göründüğünü incelemek faydalı olabilir. Bazı örneklerini şöyle sıralayabiliriz:

  • Birey, kendine yeni bir iş kurmuştur ancak kendisini tanıtmayı ve işinden bahsetmeyi tercih etmez. Onunla aynı alanda çalışan kişilerle aynı seviyede uzmanlığa ve tecrübeye sahip olmadığını düşünerek kendisini bir sahtekâr gibi hisseder.
  • Birey bir ödüle aday gösterilir ancak başarılarının adaylığı hak edecek kadar iyi olduğunu düşünmez. Bu yüzden konuşmaktan çekinir ve ödül töreninde kendini bir sahtekâr gibi hisseder.
  • Birey terfi alır ve bir süre bu pozisyonda çalışır. Ona resmî unvanıyla hitap edildiğinde ise henüz o pozisyonda ustalaşmadığı için bu unvanı hak etmediğini düşünür ve kendini sahtekâr gibi hisseder.

Imposter Sendromunun Belirtileri

Imposter sendromu yaşayan birey, kendilik algısı ile başkalarının onu algılama şekli arasındaki çatışmada sıkışıp kalır. Bu çatışmada, başkalarının onun yetersizliklerini, eksikliklerini ve başarısızlıklarını fark etmemesi için kendine sürekli daha çok çalışma baskısı uygular. Bu kapsamda imposter sendromunun en belirgin belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:  

Kendinden Şüphe Etme: Kendini değersiz ve eksik gören birey, başarıya götürecek yeteneklerine sürekli şüpheyle yaklaşır. İş yerinde başarı, odaklanma ve kendini adama ile elde edilebilecek bir gerçeklikten çok, riskli ve ulaşılamaz bir hedef olarak algılanır. Kendinden şüphe duyma; beklenen durum gerçekleşene kadar daha az çaba, yaratıcılık, sebat ve dikkat göstermeye neden olabilir.

Başarıyı Dış Etkenlere Bağlama: Birey, elde edilen başarıyı şansa, tesadüfe ya da iş arkadaşlarının katkıları gibi kendi kontrolü dışındaki faktörlere bağlayabilir. Grup üyelerinden gelen olumlu geri bildirimleri kabul etmekte zorlanır. 

Kişisel Katkıları Değersizleştirme: Birey; kişisel katkısının yetersiz, baştan savma ya da amaçsız olduğunu düşünür. Böylece elde edilen başarıdaki katkısının değerini düşürerek aslında kendi başarılarının değerini baltalar. Bu durum kalıcı bir yetersizlik duygusunun yerleşmesine sebep olur.

Kişisel Başarıyı Sabote Etme: İnsanları riskli veya kötü kararlar alınacağı zamanlarda yollarından çekilmeye zorlar. Bu kararı kendi vererek başarısız olmayı göze alır. Kişisel başarısını sabote ederek yetersizlik duygularını daha da güçlendirir.

Tükenmişlik Hissi: Yetersizlik duygusunun üstesinden gelmeye çalışan birey kendini zorlayarak enerjisini hızlıca tüketir. İşine olan tutkusunu yitiren birey için çalışmak, bir anlam ve amaç kaynağı olmaktan çıkar.

Gerçekçi Olmayan Beklentiler Belirleme: Birey, kendine hedef olarak gerçekçi olmayan yüksek standartlar belirlemeye meyillidir.

Beklentileri Karşılayamama Korkusu: Elinden gelenin en iyisini yapmadığı yönündeki negatif duygularla yüklenen birey, belirlediği hedeflere ulaşmada kendini yetersiz görür. Beklentileri bir yük gibi algılayarak kendi yeteneklerine olan inancını yitirir.

Imposter Sendromunun Ortaya Çıkmasındaki Nedenler Nelerdir?

Imposter sendromunun ortaya çıkmasındaki bazı nedenleri şöyle sıralayabiliriz:

Ebeveynlik Stilleri ve Çocukluk Deneyimleri: Yetiştirilme tarzı ve aile dinamikleri bu sendromun gelişmesinde önemli bir rol oynar. Özellikle aşırı eleştirel davranış sergileyen, başarıya ekstra vurgu yapan, aşırı koruyucu ve kontrolcü ebeveynlik tarzları imposter sendromunun gelişmesine sebep olabilir.

Kişilik Özellikleri: Öz güveni düşük, mükemmeliyetçi ve kaygı düzeyi yüksek bireylerin imposter sendromunu yaşama eğilimi daha yüksektir.

Geçiş Dönemleri ve Rol Değişiklikleri: Geçiş süreçleri ve yeni deneyimler, yetersizlik duygularını gün yüzüne çıkararak sendromun ortaya çıkmasına sebep olabilir. Örneğin iş yerinde yeni bir pozisyona başlamak, deneyim eksikliği ve başarı baskısıyla kendini yetersiz ve sahtekâr hissetmesine neden olabilir.

Imposter Sendromunun Türleri Nelerdir?

Imposter sendromu, yetkinliğin birey için ne anlama geldiği konusundaki içsel inançlarını yansıtan 5 türe ayrılır. Bu türleri şöyle sıralayabiliriz:

1. Mükemmeliyetçi: Imposter sendromunu mükemmeliyetçilik üzerinden deneyimleyenler, kendilerine çok yüksek hedefler koyar ve bu hedefe ulaşamadıkları zaman yeterlilikleri konusunda kendilerinden şüphe ederler. Bir işin ya da projenin en doğru şekilde yapılmasını istiyorlarsa bunu kendileri yapmak zorundaymış gibi hissederler. Mükemmeliyetçiler, her zaman daha iyisini yapabileceklerini düşündüklerinden onlar için başarı, nadiren tatmin edici olur. Genellikle ne kadar iyi bir iş ortaya çıkardıklarını kabul etmek yerine, küçük hatalar ya da eksikler için kendilerini eleştirebilir ve bu başarısızlıktan utanabilirler. Hatta mükemmel yapacaklarını düşünmüyorlarsa yeni şeyler denemekten bile kaçınabilirler.

2. Süper Kahraman: Kendini bir süper kahraman olarak gören birey; en çok çalışan olmaya ve mümkün olan en yüksek başarıya ulaşmaya çalışır. Eğer birey bu hedeflerine ulaşamazsa bir sahtekâr olduğuna inanır. Bu sebeple kısa sürede çok fazla iş üstlenir, sıklıkla ve gönüllü olarak fazla mesai yapar. Her şeyin üstesinden gelebilecek kapasitede olduğunu kanıtlamaya çalışır. İşkolik olarak tanımlayabileceğimiz bu bireyler; aslında işin kendisine değil, tamamlanan iş neticesinde gelen onaya bağımlıdır. 

3. Doğal Deha: Doğal dehalar, belirlenen hedefleri kolaylıkla yerine getirmenin mümkün olduğuna inanırlar. Bu yüzden herhangi bir konudaki yeterliliklerini kolaylık ve hıza dayalı olarak değerlendirirler. Bir şeyi ilk denemede doğru yapamaz ya da bir beceride ustalaşmaları uzun zaman alırsa bundan utanç duyabilirler. Doğal dehalar için eleştiri, geri bildirim döngüleri ya da fazladan çalışma, başarısızlığı hatırlatan unsurlar olarak görülebilir.

4. Solist: Her şeyi tek başına halledebileceğine inanan birey; durum ne olursa olsun, başkalarından yardım istemekle ilgilenmez. Birinden yardım istemek onu savunmasız bırakabilir. Çünkü bu, aynı zamanda yetersizliklerini kabul etmek ve kendini başarısız olarak göstermek anlamına gelir. Onlar için kolektif bir düzen içerisinde yaşamak yerine kimseden yardım almadan harekete geçebilmek çok daha kıymetlidir.

5. Uzman: Kişi, çalışma alanı hakkında bilinmesi gereken her şeyi bilmediği ya da bir sürecin tüm aşamalarında uzmanlaşmadığı için kendisini bir sahtekâr gibi hissedebilir. Yetersizlik korkusuyla hareket eden birey, öğrenmesi gereken çok fazla şey olduğunu düşünür. Tüm cevaplara sahip olması gerektiğine inandığından cevaplayamadığı sorular karşısında kendini başarısız olarak değerlendirir.

Imposter Sendromuyla Başa Çıkmak İçin 10 İpucu

Imposter sendromu; bireyin benlik imajına yönelik, gerçek dışı temellere dayanan düşünceler nedeniyle ortaya çıkar. Bu sebeple imposter sendromuna ilişkin belirtileri teşhis edebilmek ve bu sendromu aşabilmek için bireyin kendi iç dünyasına odaklanması gerekir. Bu noktada bireysel varoluşa yönelik kabulleri keşfedebilmek için birtakım soruların cevapları aranabilir. Bu sorulardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Kendim hakkındaki temel inançlarım neler?
  • Başkalarının beni onaylamasına neden ihtiyaç duyuyorum?
  • Olduğum gibi sevilmeye lâyık olduğumu düşünüyor muyum?
  • Başkalarından yardım istemekten neden korkuyorum?
  • Yetersiz ya da başarısız olmak bana ne kaybettirir?

Bu sorulara verilecek yanıtlar, imposter sendromunun varlığını ortaya çıkarmayı sağlayabilir. Bu sayede deneyimlerin altında yatan asıl nedenleri farkına varmak mümkün hâle gelir. Yaşanan deneyimlerin sorumlusunun imposter sendromu olduğunu bilmek bu sendromla başa çıkabilmede kilit öneme sahiptir. Bu nedenle varlığını fark etmek, bilinçlenmek ve yarattığı etkileri gözlemlemek son derece önemlidir.

Sendromun yarattığı etkilerle baş etmek, duyguların üstesinden gelmek ve kökleşmiş bazı inançlarla daha kolay yüzleşmek için şu ipuçları kullanabilirsiniz:

1. Öz Şefkat Gösterin: Bir insan olarak hata yapabileceğinizi kabul edin ve kendinize şefkatle yaklaşın. Bir sahtekâr gibi hissettiğiniz için kendinizi hırpalamaktan vazgeçin ve kendinize odaklanın. Kendine şefkat göstermek içinizdeki yıpratıcı eleştirmenle başa çıkmanıza yardımcı olabilir.

2. Duygularınızla Savaşmayın: Ait olmama, yetersizlik ve başarısızlığa ilişkin duygularınızla savaşmayı bırakın. Duygularınızı kabul ettiğiniz takdirde, sizi aşağı çeken ya da geri tutan temel inançlarınızı anlamaya ve çözmeye başlayabilirsiniz.

3. Yeteneklerinizi Değerlendirin: Sosyal hayatta ya da iş hayatında yetersiz olduğunuza yönelik inançlarınız varsa yeteneklerinizi gerçekçi bir şekilde değerlendirin. Başarılarınızı, hangi konularda iyi olduğunuzu ve kendinizi yetersiz hissettiğiniz noktaları yazarak bir liste hazırlayın. Bu liste üzerine düşünerek yetkin olduğunuz alanlara dair kanıt toplayın ve bu yeteneklerinizi benimseyin. Başarısızlıklarınızın sizi tanımlamasına izin vermeyin ancak onlardan ders çıkarın.

4. Küçük Adımlar Atın: Başladığınız bir işi mükemmel yapmaya odaklanmak yerine makul ölçüde iyi yapmayı deneyin. Bir işe küçük adımlarla başlayın ve öncelikle harekete geçtiğiniz için kendinizi ödüllendirin.

5. Düşüncelerinizi Sorgulayın: Yeteneklerinizi değerlendirmeye ve küçük adımlar atmaya başladığınızda, aklınıza gelen yıpratıcı eleştirel düşünceleri sorgulayın. Bu düşüncelerin gerçek birer dayanağının olup olmadığını anlamaya çalışın.

6. Duygularınızı Paylaşın ve Geri Bildirim Alın: Kendinizi kafanızdaki sese hapsetmeyin. Kendinizle ilgili nasıl hissettiğiniz hakkında başka insanlarla konuşun. Bazen sadece aklınızdakileri sesli bir şekilde söylemek bile onlarla yüzleşmenizi kolaylaştırabilir. Saygı duyduğunuz ve güvendiğiniz insanlardan kendinizle ilgili geri bildirim almaya çalışın. Bu adım, başkalarının sizin hakkınızdaki düşüncelerini daha az merak etmenize ve önemsemenize yardımcı olabilir.

7. Başkalarına Odaklanın: Yalnız olmadığınızın farkında olun ve sizinle aynı durumda olan kişilere yardım etmeye çalışın. Örneğin gruptan dışlanan ya da yalnız birini görürseniz onu gruba dâhil etmek için soru sorabilirsiniz. Kişisel becerilerinizi harekete geçirirken kendinize güveninizi de yeniden inşa edebilirsiniz.

8. Karşılaştırmayı Bırakın: Kendinizi başkalarıyla kıyasladığınız her durumda, kendinizde yeterince iyi olmama hissini besleyen yeni bir kusur bulabilirsiniz. Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmayı bırakın ve sohbet esnasında konuşan kişinin söylediklerini gerçekten dinlemeye odaklanın.

9. Sosyal Medyayı Ölçülü Kullanın: Sosyal medyanın aşırı kullanımı, imposter sendromunu tetikleyen duyguların açığa çıkmasına sebep olabilir. Sosyal medyada gerçekte olduğunuzdan farklı bir kimliği yansıtmanız ya da ulaşılması imkânsız bir imajı canlandırmanız, sendromunuzun kötüleşmesine sebep olabilir. Sosyal medyayı ölçülü ve mantıklı bir şekilde kullanarak bu durumun önüne geçebilirsiniz. 

10. Hayata Karışmaktan Çekinmeyin: Her ne kadar bir sahtekâr olduğunuzu düşünseniz de bu düşüncenin sizi hedeflerinize ulaşmaktan alıkoymasına izin vermeyin. Kendinize sizin için gerçekten önemli olan şeyleri hatırlatın ve hayatın içinde aktif bir şekilde yer almaya devam edin. Hayatı ve kariyeri bir yolculuk olarak algılayıp büyümeye, öğrenmeye ve ilerlemeye odaklayın.

Imposter sendromu tedavi edilmediği durumda bireyleri, hem özel hayatlarında hem iş hayatlarındaki fırsatlara atılmaktan geri tutabilir. Birey, sürekli yetersizlik ve başarısızlık hissiyle mücadele ederken gerçek potansiyelini ortaya koyamayabilir. Bireylerin gerçek potansiyelini ortaya koyabilmesi için şirketlerin de çalışanlarının öz güvenini artıracak uygulamalar yapmasında yarar vardır. Örneğin çalışanların ihtiyaç duyabileceği alanlarda kişisel gelişim eğitimleri sunmak son derece yararlı olabilir.

Bu noktada siz de çalışanlarınızın verimini artırmak için kritik bir adım atarak LMS’mizden yararlanabilirsiniz. Yapay zekâ destekli LMS’mizin tüm çalışanlara hitap eden eğitim süreçlerine kişisel gelişim ile ilgili içerikleri dâhil edebilir ve çalışanlarınızın gelişimini yakından takip edebilirsiniz. Gerekli durumlarda çalışanlarınız için özelleştirilmiş eğitimler sunabilirsiniz.