Genel

Mikro-Öğrenme ile Eğitim Süreçlerini 3 Kat Hızlandırmanın Sırrı

Eğitim süreçlerinin hızla geliştiği günümüzde, öğrenmenin etkinliği kadar, hız da kritik bir rol oynuyor. Geleneksel uzun eğitim programları yerini daha kısa, odaklanmış ve esnek öğrenme yöntemlerine bırakıyor. Mikro-öğrenme, bu değişimde ön plana çıkan en etkili eğitim yöntemlerinden biri. Eğitim içeriklerinin kısa, sindirilebilir parçalara bölündüğü bu yöntem, özellikle dijital platformlar ve video tabanlı içeriklerle birleştirildiğinde büyük avantajlar sunar. Öğrenme uzmanı Ray Jimenez, mikro öğrenmenin şirketlerin öğrenme programlarını %300’e kadar daha hızlı geliştirmesini ve geliştirme maliyetlerini yarıya indirmesini sağladığını tahmin ediyor.(Disprz, 2024) Bu makalede, mikro-öğrenme ile eğitim süreçlerini nasıl üç kat hızlandırabileceğinizi adım adım keşfedeceksiniz. 

Mikro-öğrenme, eğitim içeriğini küçük ve odaklanmış modüller halinde sunan bir öğrenme yaklaşımı. Genellikle 2-5 dakikalık kısa videolar, metinler veya etkileşimli içeriklerle bilginin daha hızlı ve etkili bir şekilde aktarılmasını sağlar. Özellikle dijital çağda, kısa süreli öğrenme modülleri ile iş dünyasında daha esnek ve hızlı öğrenim süreçleri oluşturulabilir. 

Kurumsal Eğitimde Hız Neden Önemlidir?

Kurumsal dünyada hızlı öğrenme hem çalışanların verimliliğini artırır hem de işletmelerin karlılığını olumlu etkiler. Yönetim danışmanlığı şirketi BCG’nin raporuna göre, yeni çalışanların %65’i, işlerinde tamamen verimli olabilmek için daha hızlı ve etkili bir eğitim sürecine ihtiyaç duyuyor. Yavaş eğitim süreçleri, sadece daha uzun sürede yetenek geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda yüksek maliyetler doğurur ve iş gücünde verimsizliklere yol açar.

Bir başka önemli faktör, mikro-öğrenmenin hafızayı güçlendirme özelliğidir. Journal of Applied Research in Memory and Cognition’da yayınlanan bir araştırmaya göre, bilgilerin kısa aralıklarla tekrar edilmesi, bilgi kalıcılığını %80’e kadar artırabilir. Bu, özellikle büyük hacimli bilgileri kısa süre içinde öğrenmek zorunda olan çalışanlar için kritik bir avantajdır.

Geleneksel eğitim yöntemleri, uzun süreli oturumlar ve çok sayıda bilgi içermesi nedeniyle çalışanları zorlayabilir. Bu süreçlerde dikkat dağılması, bilgi yorgunluğu ve düşük verimlilik gibi sorunlar sıkça yaşanır. Örneğin, geleneksel sınıf eğitimlerinde bir çalışanın bir günde 6-8 saat arasında eğitim alması beklenir. Ancak, National Training Laboratories tarafından yapılan bir araştırmaya göre, insanların bu kadar uzun süren eğitimlerde öğrendiklerinin yalnızca %20’sini hatırlayabildikleri gözlemlenmiştir.

Uzun süren eğitimlerin bir diğer dezavantajı da maliyetlerin artmasıdır. Eğitim programlarının sürekliliği ve çalışanların üretkenlikten uzak kalması işletmelere zaman ve para kaybettirir. Ayrıca, bu yöntemlerde öğrenilen bilgilerin anında uygulanamaması da öğrenmenin etkinliğini düşürür.

Mikro-Öğrenmenin Eğitim Süreçlerini Hızlandırmadaki Önemi

Daha Hızlı ve Verimli Öğrenim

Mikro-öğrenme, özellikle eğitim süreçlerini hızlandırma konusunda büyük avantajlar sunar. Disprz’de yayınlanan bir çalışmaya göre, mikro-öğrenme modülleri, geleneksel eğitim yöntemlerine kıyasla öğrenim sürelerini yaklaşık 3 kat kısaltabilir. Bu, özellikle iş yerlerinde eğitim ve gelişim süreçlerinin hızlandırılması gereken durumlarda hayati bir rol oynar. EdApp’in 2021 yılında bildirdiği üzere, mikro öğrenme kursları ortalama %82’lik bir tamamlanma oranına sahiptir.

 Salesforce gibi büyük şirketler, çalışanlarına kısa sürede çok fazla bilgi verebilmek için mikro-öğrenmeyi yoğun olarak kullanmaktadır. Mikro öğrenmeyi benimseyen şirketler, bunu eğitim stratejilerine entegre etmeyenlere kıyasla hem çalışan bağlılığında hem de üretkenlikte %130’luk kayda değer bir artışa tanık olmuştur. 

Bilginin Uzun Süreli Hatırlanması

 Unutma eğrisi üzerine yapılan araştırmalar, insanların bir saat içinde sunduğunuz bilgilerin ortalama %50’sini, 24 saat içinde ise yeni bilgilerin ortalama %70’ini unuttuğunu ortaya koymuştur. Kısa, odaklanmış mikro-öğrenme modülleri sayesinde bilgi daha uzun süre akılda kalır. Mikro-öğrenmenin en büyük avantajlarından biri, öğrenilen bilgilerin daha kalıcı olmasıdır. Araştırmalar, 20 dakikalık uzun bir eğitim yerine 5 dakikalık odaklanmış bir mikro-öğrenme modülünün, bilgi tutma oranını %70’e kadar artırabileceğini göstermektedir (Bersin by Deloitte). 

Daha Az Maliyet

Mikro öğrenme ile eğitmenin zamanı, fiziksel sınıflar, kamu hizmetleri veya sınıf ekipmanı için harcama yapmaya gerek yoktur. Mikro kurslar, içeriği dijital olarak sunarak geleneksel eğitim yöntemleriyle ilişkili genel giderleri ortadan kaldırır ve geliştirme maliyetlerinde %50 oranında azalma sağlar. 

Mikro-Öğrenme ile Karşılaşılan Zorluklar

İçeriğin Doğru Parçalanması

Mikro-öğrenmenin başarılı olabilmesi için içeriklerin doğru bir şekilde parçalara ayrılması gerekmektedir. Eğitim içeriği ne kadar kısa ve öz olursa, öğrenme süreci o kadar etkili olacaktır. Ancak, bu süreci optimize etmek ve sadece gerekli bilginin aktarılmasını sağlamak önemli bir zorluktur. Bilgiyi fazlasıyla parçalamak, öğrenmeyi bölebilir ve bütünlüğünü bozabilir.

Video Tabanlı İçerik Üretimi Zorlukları

Mikro-öğrenmenin video tabanlı içeriğe dayalı olması da bazı zorluklar doğurur. Yüksek kaliteli video içerik üretmek zaman alıcı ve maliyetlidir. Aynı zamanda, çalışanların ilgisini çekecek ve sürdürecek içerikler hazırlamak için sürekli güncel kalmak gerekir. Bu sebeple Vidobu olarak, 12.000’den fazla video eğitim içeriğimizi kullanıcılarının ilgisini çekmek ve eğitim süreçlerini hızlandırmak için sürekli güncellemekteyiz.

Kullanıcı Katılımını Sağlama

Kısa modüllerle kullanıcı ilgisini sürdürmek başka bir zorluktur. Kısa süreli modüller dikkat çekse de kullanıcıların tüm modülleri tamamlaması ve süreci bırakmadan devam etmesi sağlanmalıdır. Bu aşamada, oyunlaştırma (gamification) teknikleri ve ödüllendirme stratejileri kullanılabilir.

Mikro-Öğrenme ile Eğitim Süreçlerini Hızlandırmak için 7 Adım

1. Kapsamlı Hedef Belirleme

Her eğitim programında olduğu gibi, mikro-öğrenmenin de başarılı olabilmesi için net ve ölçülebilir hedefler belirlemek kritik önem taşır. Eğitim hedefleri ne kadar spesifik olursa, mikro-öğrenme modüllerini bu hedeflere uygun olarak yapılandırmak o kadar kolay olur. Örneğin, satış ekiplerini eğitirken hedefiniz “satış tekniklerini iyileştirmek” yerine, “müşteri itirazlarını daha iyi yönetmek” gibi daha odaklanmış ve ölçülebilir bir hedef olabilir. Bu, eğitim modüllerinin her birinin doğrudan bu hedeflere hizmet etmesini sağlar.

Hedeflerin belirlenmesi aynı zamanda eğitimde başarı kriterlerini de oluşturur. Mikro-öğrenme modülleri tamamlandığında, çalışanların hangi yetkinlikleri kazandığını nasıl ölçebileceğinizi önceden belirlemek önemlidir. Bu hedefler, eğitim modüllerinin etkinliğini ve hızlandırılmış öğrenim sürecindeki başarısını değerlendirmek için bir kıyaslama noktası oluşturur.

2. Eğitim İçeriğini Küçük Parçalara Bölme

Yeni bir konunun sadece bir yönüne odaklanmak, tüm konu hakkında uzman olmaya çalışmaktan çok daha kolaydır. Eğitim içeriğini küçük, sindirilebilir parçalara bölmek mikro-öğrenmenin temelidir. Her modül, belirli bir konuya odaklanmalı ve eğitim süreleri kısa tutulmalıdır. Genelde ideal bir mikro-öğrenme modülü 2-5 dakika arasıdır. Böylece çalışanlar, iş yoğunlukları arasında bile bu kısa modülleri takip edebilir. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, 10 dakikalık bir mikro öğrenme kursunun ortalama tamamlanma oranı %82 iken,  makro öğrenme kursunun ortalama tamamlanma oranı %20-30’dur.

3. Video Tabanlı Mikro-Öğrenme İçerikleri Geliştirme

Mikro-öğrenme modüllerinin başarısında video tabanlı içerikler büyük rol oynar. Video, görsel ve işitsel öğrenme yeteneklerini bir araya getirerek bilgiyi daha hızlı ve etkili bir şekilde sunma imkanı sağlar. Video tabanlı içerikler, çalışanların ilgisini daha uzun süre çekmek için animasyonlar, etkileşimli ögeler ve kısa açıklamalarla desteklenebilir. 

Video içeriklerinin kısa, net ve doğrudan olması önemlidir. Kısa bir video, çalışanların bilgiye kolayca ulaşmasına ve içeriği zaman kaybetmeden özümsemesine olanak tanır. Ayrıca, çalışanlar modülleri kendi hızlarında izleyebilir ve gerektiğinde geri dönebilirler. Bu, öğrenme sürecini daha esnek hale getirir ve bireysel ihtiyaçlara göre özelleştirilebilir.

4. Dijital Platformları Entegre Etme

Mikro-öğrenme modüllerini dijital platformlarla entegre etmek hem çalışanların eğitim süreçlerini yönetmek hem de öğrenme etkinliğini ölçmek açısından kritik bir adımdır. Öğrenme Yönetim Sistemleri (LMS) ve mikro-öğrenme platformları, modüllerin düzenli olarak sunulmasını, çalışanların ilerleyişlerinin izlenmesini ve sonuçların analiz edilmesini sağlar.

Vidobu olarak biz de mikro-öğrenme modüllerini video tabanlı içeriklerle birleştirerek kullanıcılara hızlı ve etkili eğitim çözümleri sunmaktayız. Bu sayede, çalışanlar eğitim içeriklerine 7/24 erişebilir, modüllerini kendi hızlarında tamamlayabilir ve eğitim sonuçları anlık olarak takip edilebilir hale geliyorlar. Ayrıca, eğitim yöneticileri Vidobu ile kullanıcı performansını ölçerek, gelişim ihtiyaçlarına göre eğitim içeriklerini optimize edebilir.

5. Gamification (Oyunlaştırma) ile Öğrenme Sürecini Güçlendirme

Gamification, yani oyunlaştırma, mikro-öğrenme modüllerine entegre edildiğinde, çalışan motivasyonunu ve katılımını önemli ölçüde artırabilir. Oyunlaştırma, öğrenme süreçlerine eğlenceli bir rekabet ortamı ekleyerek, çalışanların katılımını ve modülleri tamamlama oranlarını artırır.  Örneğin, bir mikro-öğrenme modülü tamamlandığında çalışanlar puan kazanabilir veya bir rozet alabilir. Belirli bir puana ulaşıldığında ek ödüller ya da içerikler açılabilir. Bu yaklaşım, özellikle yeni nesil ve teknolojiyle iç içe olan çalışanlar için ilgi çekicidir. Oyunlaştırma, eğitimi eğlenceli hale getirerek eğitim modüllerini tamamlama oranını artırır.

6. Kısa Testler ve Anketlerle Öğrenmenin Ölçülmesi

Mikro-öğrenme sürecinin başarısını anlamak ve çalışanların öğrendiklerini ne kadar iyi anladıklarını değerlendirmek için her modül sonunda kısa testler ve anketler kullanılabilir. Bu testler hem eğitimin etkinliğini hem de bilgilerin kalıcılığını ölçer. Aynı zamanda, hangi alanlarda daha fazla eğitime ihtiyaç duyulduğunu belirlemeye yardımcı olur.

Örneğin, her modülün sonunda 3-5 soruluk kısa bir test, çalışanların öğrendiklerini hızlıca ölçmek için yeterlidir. Test sonuçlarına göre çalışanlar eksik oldukları alanlara geri dönüp öğrenim süreçlerini tamamlayabilirler. Ayrıca, anketler kullanılarak çalışanların eğitim modülleriyle ilgili geri bildirimleri alınabilir ve bu geri bildirimler doğrultusunda eğitim içerikleri geliştirilebilir.

7. Geribildirim Döngüsünün Oluşturulması

Mikro-öğrenme modüllerinin sürekli iyileştirilmesi için geri bildirim döngüsü oluşturmak çok önemlidir. Eğitimin başarısı, sadece bilgi aktarımı ile sınırlı kalmamalı, aynı zamanda bu süreçte çalışanlardan alınan geri bildirimlerle geliştirilmelidir. Eğitim yöneticileri, modüllerin çalışanlar üzerinde ne kadar etkili olduğunu düzenli olarak değerlendirmeli ve bu geri bildirimlere göre içerikleri sürekli güncellemelidir.

Örneğin, çalışanlardan alınan geri bildirimlerle modüllerin süreleri, zorluk seviyeleri veya içeriğin sunum biçimleri değiştirilebilir. Bu döngü, mikro-öğrenme stratejisinin canlı ve güncel kalmasını sağlar, böylece eğitim süreçleri sürekli olarak optimize edilir.

Mikro-Öğrenme ile Eğitim Süreçlerini Hızlandırmanın Anahtarları

Mikro-öğrenme, eğitim süreçlerini hızlandırmak isteyen işletmeler için güçlü bir çözüm sunmaktadır. Video tabanlı içeriklerin mikro modüllerle birleşmesi, öğrenme sürelerini iki katına çıkarırken, bilgi tutma oranlarını da artırmaktadır. Vidobu gibi yerel platformların bu süreci destekleyici stratejiler sunması, Türkiye’de mikro-öğrenmenin yaygınlaşmasını sağlamaktadır. Eğitim süreçlerinde mikro-öğrenmeyi benimsemek, işletmelerin rekabet gücünü artıracak ve çalışan verimliliğini en üst seviyeye taşıyacaktır.